Her şey rüya gibi gelişti. Sevdiğiniz adam, belki önünüzde diz çökerek evlenme teklif etti, belki de utanarak lafı ağzında geveledi hiç fark etmez. İsteme, söz, nişan bitti ya, evlilik tarihi alındı ya, artık siz mutluluk masalında başrolü oynayan bir prensessiniz, var mı bundan ötesi!
Aylar öncesinden “gelin rejimi”ne başladınız, “evlenmeden önce 48 kiloydum” diyen bütün kadınlara meydan okumaydı bu azminiz sanki. Yemediniz, sadece içtiniz; elbette su! Koştunuz yağmur çamur demeden, başardınız da! Aynaya baktığınızda kendinizi her zamankinden daha güzel görmeye başladınız; çünkü aşıktınız ve kavuşmanıza ramak kalmıştı! Aşk insanı güzelleştiriyormuş demek ki, bunu aynalarda görmenin heyecanı bastı her seferinde yüzünüze!
Bir peri masalı gibi olmalıydı düğününüz, kuğu gibi süzülmeliydiniz düğün salonuna girdiğinizde. Görenler hayran olmalı, görmeyenlerse “böyle gelin görülmedi bu alemde” diye efsanelere konu etmeliydi güzelliğinizi. Çünkü sevdiğiniz adamla kaderinizi birleştirdiğiniz gündü o gün! Tekrarı olmayacak, sadece kayıtlara geçen anların hatıraya dönüşeceği, ileride çocuklarınıza göstereceğiniz özel bir andı… Başkaları varsın abarttığınızı düşünsün, sizin için düğün gününüz, bir şenlik olmalıydı gerçekten de!
Kararı verdiğiniz an, çevirdiniz kum saatini ve o tatlı maraton başladı sizin için. Her girdiğiniz gelinlikçi mağazasında, her denediğiniz gelinlikte duygu dolu anlar yaşadınız. Kiminde o gelinlik sizi kısa gösterdi, kiminde yeterince romantik değildi, kimi çok sıradandı… Aylarca süren araştırma sonunda “işte bu benim gelinliğim!” dediğiniz beyaz elbisenin içinde kendinizi gördüğünüz ilk an, dökülen gözyaşınızı sakladınız etraftan. Çünkü düğüne hazırlanmak tam da böyle bir şeydi; coşku, heyecan, hüzün, şaşkınlık hepsi bir arada… Provalar başladı, sevdiğiniz erkek, yani nam-ı diğer müstakbel damat da şahane bir smokin aldı kendisine. Her şey dört dörtlüktü. En romantik davetiye seçildi, en romantik ilk dans parçası ayarlandı, gelin çiçeğinin papatya sayısı bile belliydi. Kuaför provası tamamdı, pırıltılı ayakkabılar tam istediğiniz gibiydi, her şey kontrölünüz altındaydı, bir şey hariç: DÜĞÜN FOTOĞRAFÇISI!
Ne yapsanız ne etseniz de olayın bu kısmına dahil olamadınız. Çünkü müstakbel eşinizin yengesinin kocasının amcası fotoğrafçıydı ve düğün fotoğraflarınızı O çekecekti! “Ama hayatım…” demeye kalktınız olmadı. “Sevgilim, nasıl çeker ki o tanıdığınız bizim fotoğrafları?” diye konuyu her açtığınızda, nedense müstakbel eşiniz konuyu kapatıyordu “Merak etme, ben kendisini tanımıyorum ama annem ayarladı, ne olacak canım, altı üstü fotoğraf, hallolur nasılsa” dediğinde pek de ses çıkaramadınız. Zira kaprisli ve şımarık bir gelin profili çizip daha evlenmeden önce kayınvalidenizden eksi puan da almak istemiyordunuz. Şimdiki aklınız olsaydı,” kayınvalide ne der!” diye düşünmezdiniz elbette! Geçmiş olsun artık!
O gün geldi çattı, siz gerçekten kuğu gibiydiniz, biribirinizle uyumunuz muhteşemdi. Saç, makyaj herşey tamamlandı ve sıra geldi fotoğraf çektirmeye!
İşte olayın bu kısmını hiç hatırlamak istemiyorsunuz ama bari başka gelinlerin hayalleri yıkılmasın, düğün günleri mahvolmasın diye adeta bir “sosyal sorumluluk” duygusuyla anlatın ne olmuştu o gün?
“ Kuaförden çıkıp düğün eşimin daha önce düğün fotoğrafçısıyla çekim için kararlaştırdığı mekana gittik, karşımda asık suratlı bir adam. Akraba(tanıdık) kontenjanından fotoğrafçı bey, bize hoşgeldiniz bile demedi. Ben moralimi bozmak istemedim. Pozitif düşüneyim, pozitif olsun” diye en Pollyanna hallerimi takınmıştım. Düğünümüz haftasonu ve geldiğimiz yer bir park. Hava da çok sıcak. Sıcaktan makyajım akacak, saçlarım düşecek diye beni aldı mı bir telaş! Fotoğrafçı bizi oturtmadı bile, yanayan dimdik durduk, sanki asker arkadaşı gibi!Arkada garip binalar, tabelalar, insan kalabalığı; nostaljik desem değil, duygusal desem hiç değil! “Objektife bakın” dedi, öyle bir bakmışım ki, sanırsınız düğün için değil, hapishaneye girmek için mecburiyet fotoğrafı çektiriyorum; gerisini ne siz sorun, ne de ben söyleyeyim… Biliyorsunuz düğünden sonra sizi buldum da Allahtan, çocuklarıma göstereceğim bir düğün albümüm oldu. Yorulmadan, serin ve eğlenceli bir çekim, bana göre çok eğlenceli bir hatıra. Çok teşekkürler Duru Foto Film.
Düğün fotoğraflarınızı riske atmayın, Duru Foto Film’in profesyonel düğün fotoğrafçılarıyla çalışmanın memnuniyetini yaşayın.
Duru Foto Film’in profesyonel düğün fotoğrafçıları başta Konya olmak üzere, Türkiye’nin tüm şehirlerinde ve yurtdışında en özel gününüze yakışır, birbirinden güzel hatıralar kaydeder 🙂
Düğün fotoğrafı çekim rezervasyonunuz ve detaylar için sizi ofisimize çay içmeye davet ediyoruz.
Daha önce çekimini yaptığımız çiftlerimizin nişan ve düğün fotoğraflarını aşağıdan ve internet sitemizin fotoğraflar sayfasından görüntüleyebilirsiniz.